Konut Sahipliği Araştırması

Tüketicilerin yaşam tarzları ve tercihleri; kira, ev sahipliği ve hane büyüklüğü gibi temel unsurları içerirken, markaların başarılı pazarlama stratejileri için bu faktörlere dikkat etmeleri kaçınılmazdır. Kira meselesi, özellikle büyük şehirlerdeki genç nüfusun konut tercihlerini belirlemede kilit bir rol oynarken, ev sahipliği, tüketicilerin yaşam alanlarını kişiselleştirme eğilimlerini yansıtır. Aynı şekilde, hane büyüklüğü, ailelerin ve bireylerin harcama alışkanlıklarını doğrudan etkiler. Bu bağlamda, markaların pazarlama stratejilerinde kira, ev sahipliği ve hane büyüklüğü gibi faktörlere odaklanmaları, tüketicilerin beklentilerini anlama ve karşılamada daha başarılı olmalarını sağlar. Bu konuda “Türkiye’de ev sahipliği oranı ve hane büyüklüğü nedir?” sorusundan yola çıkan Datambar, Türkiye genelinde 18 yaş ve üzeri 1.070 kişiyle görüştü. Sonuçlar şu şekilde;

• Kendisine ait evi olanların oranı: %56.
• Kendisine ait evi olmayanların %74’ü 15.000-19.999 TL arasında aylık kira ödüyor.
• Ortalama hane büyüklüğü 3,23 (standart sapma: ±1,15).

Toplumun yarısına yakınının evi olmadığı ve evi olmayanların %74’ünün aylık 15-20 bin TL arasında kirada olması, tüketicilerin ekonomik olarak zorlu bir konut pazarıyla karşı karşıya olduklarını ve konut maliyetlerinin bireylerin genel bütçeleri üzerinde önemli bir yük oluşturduğunu göstermektedir. Bu durum, konut talebinin özellikle alt ve orta gelir grubunu etkilediği ve satın alma davranışlarıyla harcama bütçelerini kısmalarına neden olmasıyla markaların daha da rekabetçi fiyatlarla hizmet sunmalarını etkilemektedir. Özellikle hane büyüklüğünün zaman içinde azalmasıyla birlikte, markaların hane tüketim ürünleri planlarken bu demografik değişimi göz önünde bulundurmaları önemlidir; zira bu, göz ardı edilemeyecek kritik bir faktördür.